2 Aralık 2007 Pazar

Kaz Dağı'na yolculuk...


Kaz Dağı; mitolojik efsanelere göre İda Dağı, Ege ile Marmara’yı birbirinden ayıran dünyanın en büyük 2.oksijen kaynağı olarak bilinen doğal varlıklarımızdandır. Homeros’un İlyadası’nda bahsettiği İda Dağı; dünyanın ilk güzellik yarışmasının da yapıldığı yer olarak bilinir ve “Bin pınarlı vahşi hayvanlar anası” olarak tanımlanır. Edremit, Akçay ve Altınoluk yöreleri bu buz gibi suları içme suyu olarak kullanır. Bu suların ne kadar berrak olduğu ve şifalı etki gösterdiği yöre halkı tarafından da belirtilmektedir. Hasan Boğuldu, Sarıkız ve İlyada efsaneleriyle yıllarca dilden dile anlatıla gelen bu güzelim dağların altın yüzünden delik deşik edilmesi herkesi olduğu gibi beni de derinden etkiliyor. O buz gibi sularda yüzen ve doğanın bin bir çeşit renk cümbüşünü izlemeye doyamayan biri olarak bu katliamdan bir an önce vazgeçilmesini istiyorum. Tertemiz sularında canlıların barındığı ve hayat bulduğu bu muhteşem güzelliğin kirletilmesi kahrediyor insanı…

Çevre köyler, sivil toplum örgütleri ve basın ayaklanmış olsa da bu gayretler ve tepkilerin yeterli olduğunu söylemek zor. Şu anda bütün Türkiye bu konudan haberdar ancak gündemi yine içi boş haberlerle doldurarak bu konunun unutturulmaya çalışıldığı apaçık görülüyor. Şimdilik spordaki başarılar gündemde ancak yakın bir zamanda içecek temiz bir damla suyumuz da elimizden alınırsa ben de bu yörede yaşayan biri olarak bu kirlenmeden nasibi alacağımı iyi biliyorum. Zaten elimizde bir hava bir de suyumuz kaldı onu da alırsanız bu topraklarda binlerce yıl yaşamış tüm uygarlıklar ve bizler hakkımızı helal etmeyeceğiz ve sonuna kadar direneceğiz... Çünkü hayat altından daha değerlidir...

Sevgiyle kalın…

2 yorum:

mavimantar dedi ki...

Biz nasıl bir millet olduk böyle ya.Ne yeraltı ne de yerüstü zenginliklerimizin kıymetini biliyoruz.Üç kuruş kar için yer üstünde yer altında ne var ne yok gözden çıkartıyoruz.Ve korkarım,bizden sonra gelenlerinde bu pek umurunda olmayacak.Hani çözüm eğitim diyeceğim ama,bugün ki yöneticileri nasıl eğiteceğiz ki.

Seda Zuhal dedi ki...

Bahsettiğim konu, aslında gündemden çok çabuk düşen fakat üzerinde dikkatle durulması gereken bir nokta. Çünkü Kaz Dağı hem bu yörenin içme sularının kaynağı hem de oksijenin en bol olduğu dünyaca tescillenmiş bir güzelliğimiz. Elbet bir ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynakları kullanıldığı sürece kaynak niteliği taşır fakat bu değildir ki sırf kazanç sağlanacak diye sahip olunan değerler gözden çıkartılacak. Bugüne kadar süregelen yanlış politikalar hayal edilenlerle birlikte elimizdeki değerlerin de yitip gitmesine neden olmuştur, örnekleri mevcut… Herkes kendi çapında hatalarından ders aldığı vakit değerlerimize sahip çıkacağımıza inanıyorum. Bunu gerçekten istiyorsak tabi…